Obezite Nedir?
Yaşadığımız çevrenin belli iklim özellikleri vardır ve orada mevsimine göre belli bitkiler yetişir. Yediğimiz besinlerde yaşadığımız iklim şartlarında yetişmiş olmalıdır. Yaşadığımız bölgede yetişen besinleri yiyemiyorsak bile aynı enlemde olanları tercih etmeliyiz. Farklı iklimlerde yetişen besinlerden uzak durmalıyız.
Şişmanlık (obezite), fizyolojık, psikolojik, hormonal, metabolik, organik, estetik ve sosyal yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır ve dünyada hızla yayılmaktadır.
Şişmanlık, kronik hastalıklara davetiye çıkarmış olmakta, kişi hangi hastalığa genetik olarak yatkınsa ona yönelik organik veya psikolojik problemler ortaya çıkmaktadır (ailesinde şeker hastalığı olanda şeker hastalığı, kanser olanlarda kanser vb). Bilgimiz yeterli olsaydı doğru beslenme yoluyla tüm hastalıkların önü alınabilirdi. Günümüzde gittikçe büyük bir sorun haline gelen sağlıksız ve aşırı beslenmenin insan bedeni, zihni ve ruhunda oluşturduğu olumsuzluklar bilinenden çok daha fazla etki oluşturmaktadır.
Organların işleyişinin iyi olması doğru beslenmeyle paralel seyreder. Organların hepsinin yeterince beslenmesi gerekir. Bunun içinde çok çeşitli yiyecekler yenmesi ve lezzetlerin tadılması gerekir. Karaciğer için ekşi, kalp için hafif acı, böbrek için hafif tuzlu (tamamen tuzsuz beslenmenin doğru olmadığı), dalak için hafif tatlı, hafif baharatlı yiyecekler ise akciğerlere iyi gelmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere her lezzet kararınca yenince sağlıklı beslenmemize ve organların yeterince beslenmesini sağlamaktadır. Bu neden de dolayı bazı hastalıklarda bazı tatlardan uzak durmak gerekmektedir. Karaciğer hastaları baharatlı yiyeceklerden, kalp hastaları tuzlu yiyeceklerden, dalak hastaları ekşiden, böbrek hastaları tatlı yiyeceklerden, akciğer hastaları acı yiyeceklerden uzak durmalıdır.
Yiyecekleri renklerine göre de faydalarını sınıflandırabiliriz. Sarı yiyecekler (mısır tanesi gibi) dalak ve mide için iyi, yeşil yiyecekler (sap kereviz gibi) karaciğer için, beyaz yiyecekler (rezene) akciğer için, mavi -mor yiyecekler böbrek için faydalıdır. Sarı yiyecekler beyni besler, hafıza ve aklı geliştirir. İyimser ve girgin yapar. Turuncu yiyecekler iştah arttırır, fiziksel ve zihinsel enerjiyi arttırır. Yeşil yiyecekler kalp ve akciğeri güçlendirir. Mavi-mor yiyecekler psikolojik sakinleştiricidir. Kırmızı yiyecekler iştahı uyarır, canlılık ve enerji sağlar.Rafine şeker ve aşırı asitli yiyecekler mideye ve dalağa zarar verir. Fazla tatlı içecekler dalağa zarar verirken hafif tatlı olan besinler dalağa iyi gelir. Sebze âleminde dalağa en iyi gelen besinler kabak ve balkabağıdır. Tahıllar içinde darı dalak dostudur. Tüm sebzeler mineral içeriği nedeniyle mide, dalak ve pankreasa iyi gelir.
Kalbi zayıf olan kişiler baharatlı, tuzlu yiyecekleri, kırmızı et, yumurta, süt ürünlerini en aza indirgemeli. Güçlendirmek için mısır, Brüksel lahanası, taze soğan, Frenk soğanı, kırmızı mercimek, çilek ve ahududu tabi ki mevsiminde tüketilmelidir. Karahindiba gibi hafif acımsı olan şeyler kalp için uyarıcıdır. Akciğer de süt ürünlerine ve yağa çok hassastır. Akciğerin tam iyileşmesi için yağ tüketimi azaltılmalıdır. Eğer öksürük varsa lüfer, sardalya, uskumrudan uzak durulmalıdır.
Doğru beslenmede dikkat edilmesi gereken belli başlı unsurlar şunlardır:
1. Güne kahvaltıyla başlamak
Bunun için en uygun saat 07-09’dur. (mide enerjisinin pik yaptığı saat). Sabahları acıkma olmaması sindirim sisteminin zayıflık göstergesidir. Bu geç vakitte çok miktarda yeme veya düzenli bir şekilde kahvaltıyı atlama sonucu meydana gelir. Geç vakitte yemek yemek sindirim sistemini zorlar. Bu saatte mide enerjisi tükenmişliğe yakındır, geç vakitte yemek yemek yiyeceklerin birikmesine, sabah uyandığında doluluk ve şişlilik hissi gibi sindirim problemine yol açar. Bunun devam etmesi kronik sindirim problemine sebep olur. Düzensiz beslenmede sindirim sistemine zarar verir.
2. Uygun sıvı alışı
Küçük miktarda sıcak içecek (yeşilçay) sindirim etkisini arttırabilir (1 veya 2 fincanı geçmemeli). Soğuk içecekler mideyi bataklık haline getirir. İdeali büyük miktarlarda sıvı alımı öğün aralarında ılık veya oda sıcaklığında olmalıdır.
3. Çok iyi çiğnemek
Yeterince çiğnenmeyen besinler tam sindirilemez ve her türlü sindirim ve bağırsak sorunlarına yol açar. Sağlıklı ve berrak bir düşünce ve iyi bir sindirim için her lokmayı otuz otuz beş kez çiğnemek gerekir. İyi çiğnemek ağız, çene ve boyun kaslarını çalıştırarak diğer organlardan otuz kat daha çok oksijene ihtiyaç duyan beyne giden kanı artırır.
4. Fazla miktarda yemek
Kalp hastalığı, karaciğer ve bağırsak sorunlarına kapı açar ve berrak düşünceyi zorlaştırır. Japonya’da midenin biraz boş olanın zihninin bilgiye aç olacağı söylenir. Fakat mide dolu oldu mu zihin de doludur.